KKTC Cumhurbaşkanı Tatar 'Kapalı Maraş' gerçeğini anlattı

VOLKAN KARSAN - FINANSGUNDEM.COM - LEFKOŞA / KKTC – ÖZEL RÖPORTAJ 2.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar 'Kapalı Maraş' gerçeğini anlattı

VOLKAN KARSAN - FINANSGUNDEM.COM - LEFKOŞA / KKTC – ÖZEL RÖPORTAJ

2. BÖLÜM

Bir şehri çiçek, bir şehri deniz kokan, iklimiyle, havasıyla, mavisiyle, yeşiliyle çok özel, çok güzel bir ada ülkesinde, sabah ışıklarının neşesi o kadar coşkulu ki, saatler sonra bile ona sımsıkı sarılıyorsunuz.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la özel buluşmadayız. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki dev röportaj sürüyor. Dışarının parlaklığı içeri sızıyor! Kelimeler havada uçuşuyor! Dolu dolu dinliyoruz.

Turizmi soruyorum. Esnaf oluyor, işletmeci oluyor, yatırımcı gömleğini giyiyor o an Sayın Tatar. İş adamı gibi bakıyor. Casino turizmine asla set çekmiyor ama gezen, tozan, dışarıda para harcayan turisti de görmek istiyor. Tercihini saklamıyor.

Kuş uçumu 10 dakika ötedeki ‘sınır’ ötesi ilişkileri merak ediyorum. Öyle ya, onca verilen candan, akıtılan kandan sonra neler değişti, şimdi ne hissediyor yavru vatan?

Güney’de kazanıp Kuzey’de harcıyorlar

Siyasetçi, devlet adamı kimliğinin üzerine etkileyici iktisatçı bakış ekleniyor. Rum kesimi üzerinden AB’ye ihracattan söz ediyor. Rakamın küçüklüğü üzüyor. Yönetim tanımasa da ‘komşu’ halkın cebinde euro, gümrükçü, polis, engel tanımadan KKTC’ye nasıl, niçin geçtiğini anlatıyor. Maksat ucuz alışveriş. Tıpkı Bulgarlar’ın Edirne’ye akını gibi. Güney’in vatandaşları alım gücü yüksek euro’lu alışverişten dönüşte, geride hayat pahalılığı artışı bırakırken, sanki her ziyarette, dışlanan Kuzey’i 'adım adım’ tanıyor. İşte ‘iki yüzlü’ Güney Lefkoşa!

Maraş dramı!

Soru yağmuruna devam...

Ve Maraş sahne alıyor. 46 yıl sonra hava bayram ama ya 46 yıl önce yaşananlar. Dram başlıyor.     

Cumhurbaşkanı Tatar’ı dinlerken o an, özlem düşüyor aklıma.

Gurbet ‘Almancı’lar içindir. Arada binlerce kilometre vardır. Hasret kent kent Anadolu’dur, Trakya’dır. Almanya ‘acı vatan’. Peki ya gurbeti içlerinde, acı vatanı topraklarında, evinin bahçesinde yaşayanlar. Yıllar içinde büyüyen hasretler, cennet bir kent için dökülen yaşlar, kanayan yaralar…

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye ile kurulan strateji köprüsünü, dünyayı şoke eden kararı, dik duruşu, açılan Maraş’ı önümüze koyuyor. Gizli, saklı olmadan. Açık Maraş ne kadar keyifliyse, kapalı Maraş o kadar kederli. Tatar’ın ses renginden belli. Halkına reva görülen dayatmaları Tatar’dan ‘canlı’ duymak bir başka. Salonun sessizliği içinde sesi patlıyor. Rum’un ‘el koyduğu’, sadece yabancılarla paylaştığı; adanın sahibi Türklerin ise garson olarak başını sokabildiği, denizine, parkına ancak el salladığı Maraş’ın yarattığı travmaya bak! Kabus gibi bir mazi! Tartışmasız yıllarca bir hak gaspı sahnelenmiş orada. Dinlerken, şimdi bile ruhu, isyan kaynıyor, taşma noktasına varıyorsa, o günleri düşünmek zor geliyor insana.

Adanın ortasından koştursan 1 saatte, kuzeyinden yola çıksan 1.5 saatte ulaşacağın, kucaklaşacağın Maraş’ta bu Rum zulmü niye? Yanıt Tatar'dan geliyor...

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşuyor, teyp açık, sırların kaydı sürüyor…

“BİZ GERÇEK TURİST İSTERİZ, SOKAĞA ÇIKACAK, GEZECEK, PARA HARCAYACAK VE İNSANLARIN PARA DARLIĞI ÇÖZÜM BULACAK”

- Sayın Cumhurbaşkanım, siyasi kimliğiniz kadar ekonomist kimliğiniz de çok önemli. KKTC ekonomisi üzerine biraz konuşmak isteriz. Durum nedir?

- Kıbrıs Türk halkı mali açıdan hamdolsun sıkıntısı yok denecek durumdadır ama dürüst olacak olursam en büyük sıkıntımız güneyle… Sınır var ama herkes gidip gelebiliyor. Orayı gören maaşını mukayese ediyor. Onun için bizim uzun vadede güneydeki hayat standardını yakalamamız lazım. Ekonomist olarak verebileceğim cevap budur.

Elbette bizim kendi sıkıntılarımız var mesela bize direkt uçuş yok. Direkt uçuş olsa bizim yıllık turist hedefimiz 1,5 milyonun çok üzerinde olur. Ancak gelenlerin büyük bölümü casinoları tercih ediyor. Onlar genelde otele girer dışarı çıkmaz, ondan sonra uçağa biner gider.

Biz gerçek turist te isteriz. Sokağa çıkacak, gezecek, para harcayacak ve insanların para darlığı çözüm bulacak. Çok güzel oteller yapıldı. Son 48 senede 1974’ten sonra… O zamanlar elimizde bir otel vardı. Onun dışında kimsenin oteli de yok. Bir tek Maraş vardı, cıvıl cıvıldı ama hep yabancı hep Rumlar vardı. Biz oraya ancak garson olarak girerdik. Ama o toprak bizim atalardan kalma, Vakıflar İdaresi’nin, İngiliz orada bir film çevirmiş vermişler Rumlar’a, onlar da yapmışlar otelleri… Türk ancak oraya tepsi tutmaya gidebilirdi. Şimdi bakın millet parkı elimizde, yüz bin öğrenci var üniversitelerimizde (tahtaya vuruyor maşallah anlamında), yıldızlı otellerimiz var (yine tahtaya vuruyor), suyumuz var Türkiye'den (bir maşallah daha) rüyanızda görseniz inanamazsınız, milyar dolara getiremezsiniz… Bakın burada su akıyor, ödediğimiz sadece elektrik parası. Dağdan denize dökülürdü, hamdolsun Türkiye, denize dökülen suyu buraya taşıdı bize. Hakkını vermek gerekiyor. 12 sene önce Maliye Bakanı’ydım, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a gittik. Dedik ki, İstanbul'dan Adalar'a götürdünüz, Veysel Eroğlu bu işleri çok iyi bilir. O zaman Başbakan talimatı verdi bu iş oldu. Yani bu iş büyük bir işti. Tabii sulama var. Tarımsal faaliyetler var bu ülkede. Ama keşke bu pandemi olmasaydı. Keşke bu Ukrayna krizi olmasaydı… İkisi darmadağın etti bizi, düzelmesi uzun zaman ister…

“BİZİM ÜLKEMİZ GÜZEL ÜLKE. HAVASI, İKLİMİ, MAVİSİ, YEŞİLİYLE ÇOK GÜZEL, ÖZELLİKLE KIBRISLILAR BURAYA DÖNMEK İSTER”

- Turizm dışındaki ekonomik hareketleri bir toparlarsak, ne söylemek istersiniz?

- İnternet var şimdi bu çok önemli. İngiltere'de Lloyds Bank’ın 16’ncı binasında işi olan kişi Esentepe bölgesinde ev almış, şimdi burdan, uzaktan çalışıyor. Dünya değişti, kurallar değişti, sistemler değişti. Internet çağında artık her şey zoom görüntüsüyle çözülüyor. Oraya gitmeye gerek yok. Tabii bir sonraki zamanda figürün gidecek oturacak masaya, iş yapacak. Baş döndürücü gelişmeler oluyor.

Bu tabii bize yaradı. Çünkü bizim ülkemiz güzel ülke. Havası, iklimi, mavisi, yeşiliyle çok güzel, özellikle Kıbrıslılar buraya dönmek ister. Çok sayıda insanımız, bizden daha fazlası dışarıda var ama bu insanların bir kısmının yavaş yavaş geri döndüklerini görüyoruz. İşini buradan da yapabilenler geliyor. Türkiye'den de çok sayıda gelen oldu. Çünkü ya KKTC'de askerlik yaptığı zamandan burayı bilir. Ya da geldi öğretim görevlisi oldu veya devletin bir noktasında buralarda bir görev almıştır. Görevi bitince de çoluk çocuğu eşini alıp buraya yerleşir. Böyle çok insan var. Dolayısıyla burada belli bir ekonomi oluştu. İyi ekonomi için nüfus ister. Nüfusun olmadığı yerde ekonomi olmaz.

“RUM GÜMRÜKÇÜSÜ, POLİSİ SIKINTI YARATSA DA RUMLAR ALIŞVERİŞ İÇİN SINIRI GEÇİP BURAYA GELİYORLAR”

- Rumlar'la ticaret var mı? Avrupa Birliği ile hangi aşamada?

- Yeşil Hat uygulaması var… Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın vereceği Refakat Belgesi ile mümkün olan… Zeytinyağı, zeytin gibi yerel ürünleri veya çok yüksek miktarda yerel üretimde Kıbrıs'ın emeği Kıbrıs'ın hammaddesi ve katma değeri olan ürünleri Güney Kıbrıs üzerinden Avrupa'ya gönderebiliyoruz. Ama bu ihracat yılda 10 milyon doları geçmiyor. Bu çok küçük bir rakam.

Daha önemlisi Rum gelip burada alışveriş yapıyor. Paranın dini imanı yok. Onlar siyaseten bizi tanımıyor, bize çok ters bakıyor ve her türlü engeli koyuyorlar ama, bu meselede oradaki gümrükçü ve polis sıkıntı yaratsa da Rumlar sınırı geçip bize geliyorlar. Yarım saat, bir saat sırada bekliyorlar ama gelip paralarını bu tarafta harcıyorlar çünkü, KKTC daha ucuz. Ben de bir iktisatçı olarak gelip harcamalarını normal karşılıyorum.

Alım güçleri euro ile çok yüksek. Zaten buradaki pahalılığın bir sebebi de bu alışverişler… Üç tane zeytin onlar alışveriş yapınca dört buçuk lira oluyorr. Onlar alışveriş yapınca fiyatı yükseliyor. Ama o para burada kalıyor; para zeytinciye gidiyor, hellimciye gidiyor, herkes payına düşeni alıyor.

“ARTIK MARAŞ’TA BİZİM İNSANLARIMIZ DENİZE GİREBİLİYOR, PARKLARA GİDEBİLİYOR, ORADAKİ MAL MÜLK SAHİBİ RUMLAR DAHİ GELİP MALLARINI GÖREBİLİYORLAR”

-  Bir de Maraş’ın son durumunu öğrenebilir miyiz? Neler olacak bundan sonra?

- En önemli adım Maraş’ı açmaktı, biz de açtık. Şimdi mal mülk sahipleri yavaş yavaş başvuruyorlar. Uluslararası hukuka ters düşmemek adına… Toprak, Vakıflar İdaresi'ne aittir. Binalar farklı. Orada bir hukuki sıkıntı var ama dünyanın da Avrupa Birliği'nin de kabul ettiği Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvursunlar, değerlendirilsin. Yavaş gidiyor ama biz Maraş’ı açtık. Bizim insanlarımız denize girebiliyor, parklara gidebiliyor. Oradaki mal mülk sahibi Rumlar dahi gelip mallarını görebiliyorlar. Çoğu da geldi gördü. Dünyanın her tarafından gelen turistler mutlaka oraya gidip görürler. Maraş’ı görmeden çoğu insan Kıbrıs'tan ayrılmaz.

Dolayısıyla şu haliyle bile önemli bir cazibe merkezidir. Dünyada böyle 50 senelik, 60 senelik bu halde bir şehir yok. Adeta bir müze vazifesi görüyor. İnsanlar orayı bir nostalji duygusuyla ziyaret ediyorlar. Dolayısıyla Gazimağusa, Doğu Akdeniz Üniversitesi, turistik tesisleri ve şimdi Maraş’ın da açılmasıyla daha da büyük bir turizm potansiyeli oluştu…

Tabii Gazimağusa Kıbrıs'ın en tarihi yeridir. Yedi medeniyeti barındıran Namık Kemal Meydanı çok önemlidir. Salamis harabeleri, Othello Kalesi ve bunlar gibi çok önemli eserleri barındırır Gazimağusa.

- Maraş bir sonraki aşamada yaşanılabilir bir kent haline gelir mi?

- Yavaş yavaş ilerliyoruz. Bu konuda çok ciddi çalışmalar olduğunu söyleyebilirim ama o daha zaman alacak diye düşünüyorum. Fakat Maraş açılmıştır. Adı Kapalı Maraş olarak kaldı ama Kapalı Maraş açılmıştır. Bu önemlidir. Çünkü bu büyük bir siyasi irade gerektirirdi. Sayın Tayyip Erdoğan geldi, onunla istişare ettik, onay aldık, o zaman açtık ve de iyi ettik.

YARIN: AYDIN HALK, SPOR, AİLE, SHOW TV YILLARI

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan İngiltere’ye kritik teklif!

Dev röportaj! Finansgundem.com sordu, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar konuştu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER