Birleşmiş Milletler Yeniden Yapılanma Programı Türkiye Temsilciliği göre "Sudaki Yaşam Savunucusu" bildiri edilen Dünya Hür Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, İstanbul Boğazı'nda gerçekleştirdiği dalışla, plastik atık kirliliğine dikkati çekti. Atıkların arttığını gözlemlediğini dile getiren Ercümen, "Ülkenin ve kendimce dünyanın en hoş yerlerinden birisi, plastik atıklarla boğulmak üzere." dedi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği, "Sürdürülebilir Yeniden Yapılanma Amaçları"nın 14'üncüsü olan "Sudaki Hayat" maddesinin savunuculuğuna sporculuk kariyerindeki başarılarının yanı sıra çevre kirliliği, plastik kullanımı ve küresel sıcaklık artışı gibi konulara dikkati sürüklemek için Salda Gölü'nden Antarktika'ya kadar birçok yerde dalış yapmış olan Dünya Özgür Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen atandı.Ercümen, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekiplerinin desteğiyle İstanbul Boğazı'ndaki yaşamı ve kirliliği gözlemlemek için ilk dalışını gerçekleştirdi.
"Her sene balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemliyorum"
Son 25 senedir yaşam alanının bir nevi denizler olduğunu ve her geçen yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemlediğini dile getiren Ercümen, şu açıklamaları yaptı:"Son yıllarda balıklardan daha fazla plastiklerin arasında yüzüyorum. Bunu her dalışımda fazla rahatlıkla söyleyebilirim. Bazı deniz canlılarımızı mesela Akdeniz'de yoğun olan Caretta Caretta gibi deniz kaplumbağalarını, birçok süre boynuna plastik poşet veya ağ takılmış şekilde yardıma yoksul halde buluyoruz. Bir çoğunun yaşamını kaybettiğini gözlemliyoruz. Benim gözlemlerim maalesef fazla fena. Koronavirüs döneminde atık eldiven ve maskelerin sayısı çok arttı. Bunlar yağmurlar ve rüzgarlar aracılığıyla denizlere de fazla artı ulaşmış. Başta bunların dışarıda olması, dürüst şekilde izole edilmeden atılması virüsün yayılması için de çok büyük tehlike taşıyor. bunun dışında halihazırda olan plastik atık sorunumuza bir yenisi daha eklendi. Çünkü derhal geri dönüştürülemeyen maske, eldiven ve hatta el dezenfektanı şişelerinin denizlerde olduğunu gözlemliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bunların bertaraf edilebileceği konteynerler koyuyor muhakkak bölgelere. Biz de BM Kalkınma Programı olarak bu projelerle meslek birliği içindeyiz. Hepimizin yapması gereken de bu atıkların dürüst şekilde bu konteynerlere ulaştırılabilmesi. Böylece hem kendimiz virüsten korunacağız ayrıca de gezegenimizin, denizlerimizin sağlığını koruyabileceğiz."
"Her yıl 8 milyon ton atık denizlere karışıyor"
Şahika Ercümen, her sene 8 milyon ton atığın denizlere karıştığını, bunların belli bir zaman daha sonra küçük parçalara ayrılıp mikro plastiklere dönüştüğünü, bir daha okyanustan, denizden temizlenemediğini anlatarak şunları kaydetti:"Bu noktada benim yapacağım dalışlarla denizleri tek başıma temizlemem mümkün yok. Hatta bizim gördüğümüz atıkların yüzde 15'i sadece deniz yüzeyinde, yüzde 85'i orta suda ve derin suda. Bunları dipten almamız da muhtemel değil. Bizim yapmaya çalıştığımız görebildiklerimize müdahale yapabilmek fakat her şeyden önce suyun üstüne çıkararak farkındalık oluşturmak. Çünkü bu sadece gezegenimizi yok her birimizin soluduğu havayı bile etkiliyor."BM Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği iş birliğiyle hazırladığı çocuk kitabının bu ay sonunda çıkacağını bildiren Ercümen, "İlk projemiz İstanbul Boğazı'nı arındırmak ve atıklardan arındırmak. Bu tabii eğitimle başlıyor, çocuklarımızdan itibaren bu eğitime başlamalıyız. Ben de suyun aşağı gözlemlediklerimi bir çocuk kitabı haline getirdim bir serüven hikayesiyle. Deniz canlılarını ve denizlerimizi korumayla ilgili. Kitabımız bu ay sonunda çıkacak." dedi.
"Resmen plastik atık dalışı yaptım"
Ercümen, sonradan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü sualtı ekibinin denetiminde İstanbul Boğazı'nda gözlem dalışı gerçekleştirdi. Ercümen, dalışın bir bölümünde gaz maskesi ile objektife poz vererek, suyun altından hava kirliliğine de dikkati çekti.İlk dalışını Kız Kulesi çevresinde, ikinci dalışını Ahırkapı Feneri açıklarında, üçüncü dalışını ise Ortaköy Camisi önünde gerçekleştiren Ercümen, bu dalışlar esnasında çok sayıda atık madde topladı.
"Biz o deniz ürünlerini nasıl güvenip yiyeceğiz onu da bilmiyorum"
Ercümen, dalış sonrası gözlemlerini ise şöyle aktardı:"Resmen plastik atık dalışı yaptım diyebilirim İstanbul Boğazı'nda. Bizim yüzümüzden balıklar burada nasıl barınabiliyor ve biz o deniz ürünlerini nasıl güvenip yiyeceğiz onu da bilmiyorum ama gördüğüm şey, ben bile suyun içinde yüzmekte zorlandım. Her yerim atık batmış. Suyun altından böylece çok eldiven, maske, şişe, dezenfektan, poşet ne ararsanız çıkartmaya çalıştık ki ama bizim gücümüzle olacak bir şey yok. Ülkenin ve bence dünyanın en güzel yerlerinden birisi, plastik atıklarla boğulmak üzere."
Encümen'in Boğaz'daki dalışından çarpıcı kareler
