Son Dönemin Kavga Konusu Çoklu Baro Sistemi: 'Baroların Siyasi İktidarın Denetimi Altına Girmesi İsteniyor'

Ankara kulislerinde son dönemde Avukatlık Yasası’nın değiştirilerek çoklu baro sistemine geçileceği ve ilgili düzenlemenin yakın zamanda Meclis’e geleceği konuşuluyor.

Son Dönemin Kavga Konusu Çoklu Baro Sistemi: 'Baroların Siyasi İktidarın Denetimi Altına Girmesi İsteniyor'

Ankara kulislerinde son dönemde Avukatlık Yasası’nın değiştirilerek çoklu baro sistemine geçileceği ve ilgili düzenlemenin yakın zamanda Meclis’e geleceği konuşuluyor. Yeni düzenlemeye tarafından, barolar tekrar merkezde tek bir Barolar Birliği kadar yönetilirken, illerde çoklu barolar kurulabilecek. Dolayısıyla, aza sayısı beş bini aşan illerde iki bin üye ile yeni bir Baro kurulabilecek. Mesela İstanbul’da ilave olarak 5-6 baro daha kurulabilecek.

Euronews Türkçe'den Menekşe Tokyay da planlanan uygulamanın hukuk sistemi ve demokratik işleyiş açısından doğurabileceği etkileri hukukçularla konuştu.

s-c1c6ce77ff90b5a4936154ff9f9be7a20c3429
Avukat Prof. Dr. Mehmet Köksal, Avukatlık Kanunu’nda değişikliğe gidilerek çoklu baro sisteminin getirilmesi yönünde bir adım atılmasıyla birlikte aynı yetkileri alacak olan baroların yetkilerinin bölüneceği ve mesleki eğitimin kalitesinin azalacağı konusunda endişelerini dile getiriyor.

"Avukatlar da nerede kolay ruhsat alabiliyorlarsa oraya gidecekler"

s-dd97499b237e44c9fefec82b3f47665eef7fa0
Köksal’a kadar, bu uygulama, baroları “siyasi bir araç” olarak yararlanma arzusunun bir uzantısı olup, hak arayan kişilerin, örneğin güç görebilen bir kadının veya istismara uğrayan bir çocuğun, egemen avukata erişimini zorlaştıracak.“Halk hukuku tüzel kişileri olan baroların üç temel görevi vardır” diyen Köksal bu görevleri şu şekilde sıralıyor: “Avukatların eğitimleri, avukatlarla yargının, avukatlarla müvekkillerinin ve avukatlarla avukatların ilişkilerinin düzenlenmesi; hukukun üstünlüğünün sağlanması; ve adalet arama özgürlüğünün temin edilmesi.”Köksal, avukatların mesleki eğitiminin, imtihan ve ruhsatlandırma sisteminin çok başlı ayla gelmesiyle birlikte mesleki eğitimin zayıflayacağı görüşünde:Köksal, “Bölünmüş barolar, parasal açıdan zorluklar yaşayacaklar. Eğitimleri karşılayamayacaklar. Aza kazanabilmek için de eğitimleri (...) gereği gibi yapmayacaklar. Avukatlar da nerede kolay ruhsat alabiliyorlarsa oraya gidecekler. Bu da, eğitimin ciddiyeti ve kalitesini etkileyecek” diyor.

"Gündemden geri çekilmeli"

s-285d17261413b42e14a059a7c74321a3ca1705
İstanbul Barosu Başkan yardımcısı avukat Naran Moroğlu ise, pandemiyle çaba sürecinde asıl gündemin sıhhat, ekonomik ve sosyal sorunların çözümü olması gerektiğini, bu süreçte Baroların yapısında ve tercih sistemlerinde değişik girişimlerinin, ayrıca de Baroların görüşü alınmadan hiç doğru olmadığını söylüyor ve gündemden geri çekilmesi çağrısında bulunuyor.19 Mayıs’ta Türkiye Barolar Birliği ve 80 Baro, söz konusu değişiklik girişimlerinin durdurularak geri çekilmesini istek etmişti. 1 Haziran’da gerçekleştirilen Baro Başkanları toplantısı netice bildirgesinde ise bu değişim hazırlıklarının asıl muhatabının Barolar ve Türkiye Barolar Birliği olması ve teklifin geri çekilmesi gerektiği vurgulanmıştı.Moroğlu, “Avukatlar, herkesin adalet arama özgürlüğünün temsilcileridir. böylece avukatların meslek odası olan Barolar, millet kurumu niteliğindedir ve iş odası olmalarının yanında hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve yerine getirilmesine müdahil olmaktadır” diyor.

"Yurttaşların uğrayacağı adalet kaybının telafisi muhtemel mü?"

s-e8c20d1f60b2e12c24ff5f228fbba49524a17a
Moroğlu’na tarafından, çoklu Baro kurulması çağırmak, yol açacağı fazla yönü olan sorunlar yanında, yurttaşlara bedava avukat desteği sunulan Adli Takviye ve CMK Ceza Muhakemesi Kanunu hizmetlerinden gereği gibi kaliteli bir şekilde alınamaması, adalet kaybına uğranması demektir.Kadın hakları savunucuları, değişikliklerin kadına ve kız çocuklarına karşın istismar vakalarına da yansıması olabileceği konusunda evhamlı.“Kadınlara, çocuklara karşın güç, insan hakları ihlalidir. Maddesel, sosyal, ekonomik, psikolojik ya da cinsel baskı mağdurlarına yasal destek veren avukatların Baroları tarafından verilen seminerlerde bu konuda iş içi eğitim almış olmaları önkoşuldur. Kurumsallaşmış bu araştırmalar, kurulması halinde çoklu Barolarda nasıl uygulanacaktır? giderken yurttaşların uğrayacağı adalet kaybının telafisi olası mü?” diye soruyor Moroğlu.Moroğlu’na tarafından, çoklu Baro kurulması, gitgide artarak çoğalan bayan cinayetleri, kadına karşın zor, çocuk istismarları olaylarında mağdurların adalete erişiminde kararsızlık yaşanması, zarara uğraması gibi sonuçlar doğurabilir.

"Bir ülkede demokrasinin varlığı ile baroların bağımsızlığı dürüst orantılı"

s-e2e740b47933869795bb00a1a102f25c2dc543
2004-2016 yılları aralarında İstanbul Barosu Genel Sekreterliği yapan, halen Türkiye Barolar Birliği Başkan yardımcılığı yapmakta olan avukat Hüseyin Özbek ise, Avukatlık Kanunu’nda böyle bir değişiklik doğrultusunda hukuk camiasında yoğun bir istek olduğunu düşünmüyor.Özbek, “Barolar kamusal özelliği olan meslek örgütleridir ve demokratik örgütlerdir. Barolar, Türkiye’de hukuk güvenliğinin, adalet bağımsızlığının, kuvvetler ayrılığının da önemli dinamiklerinden biri. Bir ülkede demokrasinin varlığı ile baroların bağımsızlığı dürüst orantılı. Eğer bir ülkede barolar bir meslek örgütü olarak bağımsız bir biçimde iktidarın vesayeti, denetimi, yönlendirmesi ve baskısı olmadan faaliyette bulunabiliyorlarsa demokrasinin halen o ülkede var olduğu ve demokratik bir nizam bulunduğunun kanıtı olur” diyor.Özbek’e tarafından, halihazırda Baroların seçim usulleri ve işleyişlerine dair süregiden tartışmanın ardında yatan ana neden, Baroların siyasi iktidarın denetimi altına girmesi ve rakip seslerin ortaya çıkmasının önlenmesi.

"Baroların üye sayısından kaynaklı doğal haklarını ortadan kaldırmak isteniyor"

s-3893a1d405bc1a4ac8fbdb9b04355e91259943
“Baroların demokrasi, adalet bağımsızlığı, insan hakları istek eden, çevre duyarlılığı olan bir inşa olmaktan çıkarılması, iktidarın uyumlu bir unsuru haline getirilmesi isteniyor. Sayısal anlamda büyük Baroların delege sayısı tırpanlamak, Barolar Birliği seçiminde üye sayısı eksik olan barolarla eşitlenmesini sağlamak ve üye sayısından kaynaklı doğal haklarını ortadan uyandırmak isteniyor” diyor Özbek.Türkiye’de 80 baro bulunuyor ve 1969 yılından beri süregiden ve bazı değişikliklerden geçmiş bir Avukat Yasası ile 140 bin civarında avukat bulunuyor. İstanbul Barosu, metropol olması nedeniyle avukatların çalışmayı seçim ettikleri bir yer olmasından dolayı 50 bine yakın üyeyle ülkenin en kalabalık delegesi yer alan Baro. Onu Ankara ve İzmir baroları takip ediyor.Nispi temsil konusunda ise, Özbek’e tarafından, bu yapının azınlık diktasına dönüştüğü ve öteki avukatların temsilinin önlendiği yönündeki iddialar asılsız, çünkü İstanbul Barosu’nun 50 bine yakın avukatının anında hepsi baro organlarına herhangi bir yasal engel olmaksızın aday olabiliyorlar.
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER