Al Safi Danone CEO'su Tolga Sezer, TGDF Akademi'nin düzenlediği 'COVID-19 Sonrası Işık Orta Doğu'dan Yükselir mi?' Konferansı'nın konuğu oldu. Orta Doğu ve Körfez Bölgesi ile ilgili deneyimlerini aktaran Sezer, COVID-19 sürecinin bölgeyi nasıl etkilediğini ve Türkiye'deki üreticilerin değerlendirebileceği kayda değer fırsatları anlattı.
“COVID-19 tam anlamıyla bir devir”
COVID-19'u ‘Bütün anlamıyla bir devir' olarak nitelendiren Sezer, “Pandeminin kimsenin risk haritasında yer aldığını zannetmiyorum, herkes hazırlıksız yakalandı. bu nedenle içinden geçtiğimiz dönemde ilk öğreti, pandeminin reel olması.
İkinci kayda değer nokta da dijitalleşmenin manâlı. Bu platformları kullanamayan şirketler çok zorlandılar. Üçüncü nokta da sıhhat. Önümüzdeki dönemde iletişimde ve ürünlerde sağlık konsepti, sağlıklı ürünler koskocoman siklet arz edecekler.
Bu konsepti bünyesinde barındıran şirketler kayda değer bir avantaj sağlayacak. Dördüncü olarak bu bir kabuğa çekilme dönemi denebilir. Çoğu tüketici ve aile kabuğuna çekildi. Bu bir travma olarak da tanımlanabilir. Tüketici davranışları da bundan etkilenecek.
Otorite tanımına da uyarı etmemiz gerekiyor. Bundan Böyle otoritenin yeni bir tanımı olacak. derhal Orta Doğu'da haber kanallarından, ajanslardan ziyade Hükümetin ve Bakanlıkların Twitter hesapları takip ediliyor” diye konuştu.
“Türk üreticilerin pazara girmesi için önemli fırsatlar var”
Suudi Arabistan'ın petrol fiyatları ve COVID-19 nedeniyle ekonomik açıdan fazla ayrı bir döneme girdiğini söyleyen Sezer, şunları aktardı:
“Bölgede bir takım hesaplı tedbirler alındı. Bir ay içerisinde yüzde 5 olan KDV'nin yüzde 15'e çıkarılacağı açıklandı. Gıda tedariki konusundaki stratejiler gözden geçirilecek. Bunu yaparken de sürdürülebilir aksiyonlar almayı hedefliyorlar. Bu sürecin Türkiye'deki üreticiler için manâlı fırsatlar oluşturacağını düşünüyorum. Bölgenin Türk üreticisine bakışı olumlu. Artık Türkiye'ye daha da öbür bir gözle görmek zorundalar. Burada büyük bir potansiyel var. İş hacmi fazla bambaşka noktalara gelebilir.
Örneğin Suudi Arabistan'da büyük sayıda hayvan ithalatı yapmayı düşünmüyorlar. Bunun yerine et ticaretine entegre olup, buradan hazırlanmış et ithalatını hedefliyorlar. Bu kayda değer bir örnek.
Önümüzdeki dönemde tarım, katma kıymetli imal, dinç ürünler, organik çok önemli olacak. Türk üreticisinin sırtını sıvazlamak, bu fırsatlar için cesaretlendirmek lazım. Önümüzdeki dönemde meslek hacmi ilgi çekici boyutlara gelecek.
Burada dürüst kişilerle iş yapmak lazım. Bir bilene mutlaka sormakta üstünlük var. Dürüst kişi, doğru ortak ve doğru işbirliğinin fazla daha uzun ömürlü sonuçlar vereceğini düşünüyorum.”
“Alıcı taleplerindeki başkalaşım izlenmeli”
Körfez Bölgesinde ve dünya genelindeki tüketicilerle ilgili de enkaz şartların değişmesi olduğundan laf eden Sezer, şunları ekledi:
“COVID-19 ardından tüketici ihtiyaçlarında neler değiştiğine bakmamız gerekiyor. Şüphesiz tüketicinin bir güven talebi var. Bu fazla önemli bir şekilde ortaya çıktı. Sağlıklı ürünlere de fazla ciddi bir yönelim laf konusu.
Bağışıklığı destekleyen birtakım ürün ve konseptlere de ciddi bir istek var. Organikte de büyük bir fırsat var. Önümüzdeki dönemde tüketiciler ürünlerde ekstra bir emniyet beklentisi içerisinde olacak. Ambalaj güvenliği ve hijyen kontrollerinin daha üstteki düzeyde gerçekleşmesi söz konusu olabilir.”
