‘Aile Sağlığı Merkezleri’nde hasta sayısı yüzde 200 arttı’

Sağlık Durumu Bakanlığı’nın Aile Sağlık Merkezleri’ne gönderdiği yazının içeriğinde ulus çalışanlarının kronik hastalıklara ilişkin raporlarını Aile Hekimlerinden alacağı bildiriliyor.

‘Aile Sağlığı Merkezleri’nde hasta sayısı yüzde 200 arttı’

Sağlık Durumu Bakanlığı’nın Aile Sağlık Merkezleri’ne gönderdiği yazının içeriğinde ulus çalışanlarının kronik hastalıklara ilişkin raporlarını Aile Hekimlerinden alacağı bildiriliyor. Oysa Aile Hekimlerinin böyle bir rapor vermesi mevzuata aykırı olmakla birlikte Aile Sağlık Merkezlerinde fazla yoğunluğa neden oluyor.

Aile Hekimleri bu yönlendirme sebebiyle hasta sayılarında yüzde 200 çoğaltma olduğunu, raporu veremedikleri halde hastaların gereksizce ciddi bir bulaş riskine girdiklerini belirtiyor.

BİRÇOK EKSİK VE BELİRSİZLİKLER VAR

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Afiyet Bakanlığı'nın Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü kadar yayınlanan 2 Haziran tarihli, “Covid 19 tehlike grubunda olanların kronik hastalıkları” içerikli yazının çoğu yetersiz ve belirsizlikler barındırdığına dikkat çekiyor. AHEF, Aile Hekimlerinin bu hastalıklar için kendilerinin rapor verme yetkisi olmadığı gibi Aile Sağlık Durumu Merkezlerine yönlendirilenlerin de Covid 19 riski ile aleyhinde karşıya bırakıldığını vurguluyor.

ASM’LER TASDIK VE TASDİK MAKAMI DEĞİLDİR

AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Arzu Sezen; “Sağlık Durumu raporları yöntem ve esasları hakkındaki yönergede belirtildiği üzere; şart bildirir tek doktor sıhhat raporu formatı ve içeriği bellidir. Rapor formatı üstünde herhangi bir değişim yapılması mevzuata aykırıdır. Tek doktor koşul bildirir raporunun hangi gerekçelerle verilmesi gerektiği de tanımlanmıştır. İlgili yazıda kayıtlı “Covid 19 yönetimsel izin” tanısı, İcd teşhis kodları arasında yer almıyor. Aile Sağlığı Merkezleri, e-nabızda beceriksiz işlemleri ayar ve tasdik yeri, aile hekimleri de onaylama ve onay makamı değildir” dedi.

Bu konuda Covid 19 şüphesi idari izinli addedilmek için yeterli görünüyor ise bütün kronik hastalıklar için izin verilmesi gerektiğine değinen AHEF, bunun bütünüyle değerlendirilerek ilgili branş uzmanları kadar yapılmasının doğru olacağına uyarı çekiyor.

Sezen; “Açıklanmış riskli rahatsızlık grupları için İcd, alt teşhis kodları ve teşhisler ayrıntılı şekilde belirlenmeli, kuşkuya yer olmayacak şekilde düzenlenmelidir. E-nabız sistemi üzerinden “İdari izne başlıca COVID-19 hastalığı için risk grubunda olan kronik hastalık durum belgesi”nin her tehlike grubunda birey için alınabilir hale getirilmesi Sıhhat Bakanlığı sorumluluğundadır.

CORONA VİRÜSÜ BULAŞ RİSKİNİ CİDDİ ŞEKİLDE ARTIRIYOR

Ayrıca halen yürürlükte olan Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nün, 31 Mayıs tarih ve 968674468 -161 sayılı yazısında “şart bildirir raporu e-nabız ile temin edilebilecek herhangi bir belgenin yeterli olması gerektiği ve öbür bir rapor için yönlendirmenin halihazırdaki sıhhat hizmetlerine boşboğaz iş yükü/bulaş riski oluşturması sebebiyle yerinde olmadığı “açık açık belirtiliyor” diyor.

Dr. Açlık Sezen, mevcut halde iş yükünü artıracak uygulamanın talep karşılanamadığı durumda hekime yönelik şiddete de yol açabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor. “Vakit kaybedilmeden gerekli düzenlemelerin yapılmasını, yetersiz düzenleme ile uygulamaların hayata geçirilmesine, her rapor türünün ayrıcalıksız şekilde ve gerekli incelemeler yapılmadan aile hekimlerine yönlendirilmesine son verilmesini öğüt ediyoruz. Bu şart Covid 19 döneminde bulaş riskini de ciddi şekilde artırıyor. Şu Anda düzeltilmesini bekliyoruz.”

İLGİLİ HABERİzmir Tabip Odası: Özel sektördeki kronik hastalar unutuluyorİzmir Tabip Odası: Özel sektördeki kronik hastalar unutuluyor
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER