'İhracatımızın yüzde 80‘i risk altında'

İhracatın en önemli göstergelerinden biri olan 'kilogram başı ihracat değerini' artırma konusunda fikri, sınaî ve sahiplik hakları alanında atılacak adımlar büyük bir öneme sahip.

'İhracatımızın yüzde 80‘i risk altında'

İhracatın en önemli göstergelerinden biri olan 'kilogram başı ihracat değerini' artırma konusunda fikri, sınaî ve sahiplik hakları alanında atılacak adımlar büyük bir öneme sahip. Bu kapsamda ihracatçı firmaların artmasına karşın aynı artışın markalaşma faaliyetlerine yansımaması uyarı çekti.

Son yıllarda ihracatta ‘katma değer' konusunun yoğun bir şekilde gündeme getirildiğinin altını çizen Adres Berat Genel Müdürü Cumhur Akbulut, ihracatçı işyeri sayısının 2017 yılında 70 bin civarından olduğunu açıklama ederek, "Bugün ise ihracatçı işyeri sayımız 90 bin dolayında. Bu çoğaltma ülkemiz için sevindirici. Oysa katma değerin artırmasında kritik bir yere sahip olan patentli ürünlerle ihracatın ve markalaşma alanında faaliyetlerin benzer oranda arttığı görülmüyor. minimum bir adet tescilli marka ile ihracat yapan firmaların başvurularına baktığımızda marka tescili korumasına sahip 20 bin civarında firma bulunuyor. Bu konuda bilhassa Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin ciddi adımlar atması gerektiğini düşünüyorum. Bugün her beş ihracatçıdan dördü gümrüklerde mallarına el konma, taklit edilme ve maddesel manevi ciddi yargı kayıplarına uğrama konusunda büyük risk aşağıda. Dolayısıyla ihracatımızın yüzde 80‘i risk aşağıda. Bu kapsamda TİM'in ihracatçı firmalara markalaşma alanında farkındalık çalışmaları yapması son derece manâlı" dedi.

Genellikle karşılaşılan sorunların başında, ihracatçı firmaların yurt dışarıya katıldığı fuarda ya da yolculuk ardından ticari ilişkiler koymak için bir dağıtımcı firma ile anlaşma yaptığını, o distribütörün de markayı kendi adına tescil ettirdiğini gösteren Akbulut, "Şirketler firmayı kuruyor, pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirirken markaya yatırım yapmaya başlıyor, yurtdışından siparişler alıyor ve üretime başlıyor. Fakat markasını ihracat yaptığı ülkede kayıt ettirmiyor. Bütün bu noktada çoğunlukla karşılaştığımız durumlarda olduğu gibi dağıtımcı firma bir süre sonradan markayı o ülkede kendi adına tescil ettiriyor ve ihracatçımızın o marka ile yapılmasını engelliyor. Yurt açık havada bu ve sözde örnekler bolca sıralanıyor" diye konuştu.

"Madrid Protokolüne başvurular markanın korunmasında kayda değer"
diğer taraftan ihracatçı firmaların markalarını uluslararası alanda korumanın önemine değinen Akbulut, "Bilhassa pat diye artı ülkeye ihracat yapan firmalarımızın Madrid Protokol'üne başvurması büyük bir öneme sahip. Madrid Protokol'ü ayrıca sizin birden fazla ülkeden daha eksik maliyetlerle markanızı tescil altına almanıza ihtimal sağlarken hem de bilinirlik konusunda size ayrıca avantajlar sağlıyor” bilgisini verdi.

Marka değerinin firmalar açısından öneminden bahseden Akbulut, "Günümüzde küresel birçok firma markaları satın alarak bilinirlik konusunda ve pazarda yer edinme açısından üstünlük sağlamak için lokal bazda birçok markayı satın alıyor. Artık şirketlerin bilançolarındaki aktiflerin içerisinde markaların değeri yüzde 90 daha fazla. İhracatçı firmalarımızın da bunun bilincinde olarak markalaşma faaliyetlerine daha pozitif siklet vermesi gerektiğini vurgulamamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER